Elmalı Turta – Zeynep Sahra Kitap Özeti

Elmalı Turta – Zeynep Sahra Kitabına Ait Geniş Özet

“Elmalı Turta”, Zeynep Sahra’nın Ayçöreği serisinin ikinci kitabı olarak okurlarla buluşan bir gençlik romanıdır. Serinin ilk kitabı “Ayçöreği”nde tanıştığımız Sahra ve Emir’in hikayesi, bu kitapta daha karmaşık bir hal alarak derinleşir. 576 sayfalık bu eser, serinin ilk kitabındaki masum aşkın yerini daha olgun, sınanmış bir ilişkiye bırakışını anlatır. Sahra ve Emir’in çocukluktan genç yetişkinliğe geçiş sürecinde karşılaştıkları zorluklar, aile baskıları, yanlış anlamalar ve ayrılıkla sonuçlanan olaylar, kitabın ana eksenini oluşturur. “Elmalı Turta”, ilk kitaptaki neşeli tonun yerini daha duygusal ve yer yer hüzünlü bir atmosfere bırakırken, okuyucuyu karakterlerin iç dünyasına derinlemesine bir yolculuğa çıkarır.

Hikaye, “Ayçöreği”nin sonunda Sahra ve Emir’in yaşadığı mutlu anların hemen ardından başlar. İlk kitapta çocukluk aşklarının tatlı bir başlangıcını yaşayan ikili, “Elmalı Turta”da lise yıllarının sonuna yaklaşmıştır. Sahra, ailesinin katı kuralları ve beklentileri arasında sıkışıp kalmış bir genç kızdır. Emir ise yaramaz, özgür ruhlu kişiliğiyle Sahra’nın hayatındaki en büyük destekçisi olmaya devam eder. Ancak bu destek, kısa sürede sınanır. Kitabın başında, Emir’in ailesiyle yaşadığı bir tartışma, onun evden ayrılmasına ve bir süre Sahra’dan uzaklaşmasına neden olur. Bu ayrılık, Sahra’yı derinden etkiler ve onun iç sesi, kitabın büyük bir kısmında okuyucuya eşlik eder. Sahra’nın duygusal monologları, onun Emir’e olan sevgisini, korkularını ve çaresizliğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyar.

Kitabın ilk yarısında, Sahra ve Emir’in ilişkisi dış etkenlerle sarsılır. Sahra’nın babası Halil Bey, kızının Emir’le yakınlaşmasını onaylamaz ve bu ilişkiyi bitirmesi için baskı yapar. Halil Bey’in otoriter tavrı, Sahra’yı köşeye sıkıştırır. Öte yandan, Emir’in hayatına giren yeni bir karakter, Ece, hikayeye farklı bir dinamik katar. Ece, Emir’in lisedeki arkadaşıdır ve ona karşı platonik bir ilgi besler. Sahra, Ece’nin Emir’e olan yakınlığını fark ettiğinde kıskançlık krizleri yaşar, ancak bu duygularını Emir’e açıkça ifade edemez. Ece’nin varlığı, Sahra ve Emir arasında ilk ciddi yanlış anlamalara yol açar. Emir, Ece’yi sadece bir arkadaş olarak görse de, Sahra’nın güvensizliği ilişkiyi zedeler.

Hikayenin ortalarına doğru, Emir’in hayatındaki bir başka önemli gelişme olayları hızlandırır. Emir’in abisi Mert, aile işlerini devralmak istemediğini açıklayınca, bu sorumluluk Emir’e kalır. Emir, özgürlüğüne düşkün bir genç olarak bu yükü taşımak istemez, ancak ailesine karşı çıkamaz. Bu durum, onun Sahra’yla geçirdiği zamanı azaltır ve ikilinin arasını daha da açar. Sahra, Emir’in kendinden uzaklaştığını düşünür ve bu süreçte yalnızlıkla baş etmeye çalışır. Kitapta, Sahra’nın annesiyle yaptığı bir konuşma, onun iç dünyasını anlamak için önemli bir anahtar sunar. Annesi, Sahra’ya “Aşk, bazen beklemeyi bilmektir” der, ancak Sahra bu sözü anlamakta zorlanır ve Emir’den bir adım bekler.

“Elmalı Turta”nın en duygusal bölümlerinden biri, Sahra ve Emir’in bir kavga sonrası ayrıldığı sahnedir. Emir, Sahra’nın babasının baskısına daha fazla dayanamaz ve ona “Belki de birbirimize zarar veriyoruz” der. Bu ayrılık, Sahra’yı yıkar. Emir ise öfkesi ve çaresizliğiyle baş başa kalır. Ayrılığın ardından Sahra, günlüğüne yazdığı satırlarla duygularını dışa vurur. Bu günce bölümleri, okuyucuya Sahra’nın acısını ve Emir’e duyduğu özlemi hissettirir. Emir ise ayrılık sonrası kendini sokaklara vurur; arkadaşlarıyla vakit geçirir, ama içindeki boşluğu dolduramaz. Kitapta, Emir’in gözünden anlatılan bir bölümde, onun Sahra’yı ne kadar özlediği ve ayrılık kararından pişmanlık duyduğu açıkça görülür.

Hikayeye renk katan yan karakterler de “Elmalı Turta”da önemli bir yer tutar. Sahra’nın en yakın arkadaşı Zeynep, ona destek olmaya çalışır ve zaman zaman hikayeye mizahi bir soluk getirir. Emir’in arkadaşı Kerem ise onun asi ruhunu dengeleyen bir figür olarak öne çıkar. Ece’nin hikayesi ise kitabın ilerleyen bölümlerinde derinleşir. Ece, Emir’e olan duygularını itiraf eder, ancak Emir ona karşı bir şey hissetmediğini açıkça söyler. Bu reddediş, Ece’yi kırar, ama aynı zamanda Sahra ve Emir’in ilişkisine gölge düşürmekten vazgeçmesine neden olur.

Finale doğru, Sahra ve Emir’in yolları bir okul etkinliğinde yeniden kesişir. Bu etkinlik, ikilinin birbirlerine karşı hala bir şeyler hissettiğini anlamalarını sağlar. Ancak tam barışacaklarken, Halil Bey’in Sahra’yı başka bir şehre gönderme kararı her şeyi altüst eder. Sahra, ailesinin isteğiyle üniversite için şehirden ayrılmak zorunda kalır. Emir, bu ayrılığı durdurmak için son bir çaba gösterir ve Sahra’ya bir mektup bırakır. Mektupta, “Seni bekleyeceğim, ne kadar sürerse sürsün” yazar. Kitap, Sahra’nın bu mektubu okuduğu ve gözyaşlarına boğulduğu bir sahneyle sona erer. Bu açık uçlu final, okuyucuyu hem hüzünlendirir hem de serinin üçüncü kitabı “Kırmızı Kurabiye”ye dair merak uyandırır.

“Elmalı Turta”, serinin ilk kitabındaki tatlı ve naif aşk hikayesini daha gerçekçi ve karmaşık bir boyuta taşır. Sahra ve Emir’in ilişkisi, aile baskısı, yanlış anlamalar ve gençlik döneminin getirdiği belirsizliklerle sınanır. Kitap, duygusal derinliğiyle dikkat çekerken, yan karakterlerle zenginleşen bir dünya sunar. Sahra’nın günlüğünden alıntılar ve Emir’in iç sesi, karakterlerin gelişimini detaylı bir şekilde yansıtır. Ayrılıkla biten hikaye, okuyucuda bir burukluk bıraksa da, Sahra ve Emir’in aşkının tamamen bitmediğine dair bir umut da taşır.


Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir