
Aslı Arslan’ın Sokak Nöbetçileri 4 adlı kitabı, 2023 yılında İndigo Kitap tarafından yayımlanan, 432 sayfalık bir gençlik romanıdır. Wattpad kökenli serinin dördüncü cildi olan bu eser, Helin Aktan ve Sokak Nöbetçileri çetesinin hikayesini bir kez daha okuyucularla buluşturur. Roman, dostluk, sadakat, geçmişin yükleri ve hayatta kalma mücadelesi gibi temaları işlerken, karakterlerin hem bireysel hem de toplu olarak son bir hesaplaşmaya giriştiği duygusal ve gerilim dolu bir anlatım sunar. Serinin önceki kitaplarında kurulan bağların sınandığı bu cilt, çetenin kaderinin belirlendiği bir kapanışa doğru ilerler.
Hikaye, Helin Aktan’ın Sokak Nöbetçileri ile geçirdiği zorlu süreçlerin ardından tamamen çetenin bir parçası olduğu noktada başlar. Helin, Koza adlı gizemli oluşumdan kaçmış ve çeteyi kendi ailesi olarak benimsemiştir. Ancak Koza’nın tehdidi hâlâ sona ermemiştir ve bu kez çetenin birliğini parçalamak için daha güçlü bir hamle yapar. Romanın açılışında, Helin’in iç sesi geçmişine dair bir anıyla belirginleşir: çocukluğunda Koza tarafından ailesinden koparılıp bir araç olarak kullanıldığı bir an. Bu anı, onun çetede bulduğu sevgiye neden bu kadar tutunduğunu ve aynı zamanda neden hâlâ korkularından kurtulamadığını açıklar. Çete, Yankı liderliğinde sokaklarda adalet arayışını sürdürürken, bu kez sadece dış düşmanlarla değil, içlerindeki sırlarla da yüzleşmek zorundadır.
Sokak Nöbetçileri, Yankı, Mutlu, Bartu, Lal, Işık, Nadir ve Helin’den oluşan yedi kişilik bir ekiptir. Yankı, turkuaz gözleri ve lider ruhuyla çetenin beynidir; Helin’e olan sevgisi, bu kitapta hem bir güç hem de bir kırılganlık olarak öne çıkar. Mutlu, neşesiyle ekibi ayakta tutar; Bartu, fiziksel gücü ve Lal’e olan sessiz sevgisiyle dikkat çeker; Lal, bağımsızlığı ve sessizliğiyle derinlik katar; Işık, soğuk duruşunun ardındaki yaralarıyla gizemlidir; Nadir ise masumiyetiyle ekibin en genç üyesidir. Bu ciltte, her karakterin geçmişi daha fazla açığa çıkar. Örneğin, Mutlu’nun ailesini kaybettiği bir sokak kavgası, onun neşesinin ardındaki acıyı gösterir; Nadir’in ise çocukluğunda yaşadığı bir ihanet, onun neden bu kadar korumacı olduğunu ortaya koyar.
Romanın ana çatışması, Koza’nın çeteyi dağıtma planıdır. Koza, Helin’e son bir teklif sunar: ailesini kurtarmak için çeteyi teslim etmesi gerekir. Helin, bu sırrı çeteden saklar ve kendi başına bir çözüm aramaya başlar. Bu durum, Yankı ile arasında bir kopukluk yaratır. Bir sahnede, Yankı Helin’e “Bize güvenmediğin her an, bu aileyi bir kez daha kırıyorsun” der; bu söz, Helin’in içindeki çatışmayı derinleştirir. Çetenin sokaklardaki mücadelesi de devam eder: bir operasyonda, sokak çocuklarını kurtarmak için Koza’nın adamlarıyla karşı karşıya gelirler. Bu çatışmada Lal yaralanır ve Helin, onu kurtarmak için kendini riske atar. Lal’in “Bizi bırakma, sensiz bu masa eksik kalır” dediği an, Helin’in çeteye olan bağlılığını bir kez daha sınar.
Hikayenin ortalarında, Koza çetenin sığınağına bir baskın düzenler. Bu baskında Bartu, Koza’nın bir ajanı tarafından ağır yaralanır ve çetenin dayanışması bir kez daha test edilir. Helin, Bartu’yu kurtarmak için Koza’ya karşı bir plan yapar ve bu plan, çetenin Koza’nın merkezine sızmasıyla sonuçlanır. Burada Helin, annesiyle yüzleşir ve annesinin yıllardır Koza tarafından rehin tutulduğunu öğrenir. Ancak bu buluşma, bir kavuşmadan çok bir vedaya dönüşür. Annesi, Helin’e “Seni kurtarmak için değil, kendimi kurtarmak için sustum” der; bu söz, Helin’in geçmişle bağlarını koparmasına neden olur. Çatışma sırasında, Yankı Helin’i korumak için Koza’nın lideriyle karşı karşıya gelir ve ölümle burun buruna gelir. Helin’in Yankı’yı kollarında tutarak “Bizi bırakırsan, bu aile dağılır” diye ağladığı sahne, hikayenin en duygusal anlarından biridir. Yankı hayatta kalır, ama bu olay çetenin birliğini sarsar.
Romanın sonu, çetenin bir sığınakta toplandığı bir sahneyle kapanır. Yankı iyileşirken, Helin annesiyle kırılgan bir bağ kurmaya çalışır, ama bu bağ tam anlamıyla onarılmaz. Koza’nın tehdidi zayıflasa da tamamen bitmez ve çetenin geleceği belirsiz kalır. Son sahnede, yedi kişi bir masanın etrafında toplanır ve Helin’in iç sesi duyulur: “Biz yedi kişiydik, çocukluklarımız yaralıydı, ama bu masada birbirimizi bulduk.” Bu, çetenin hem zaferini hem de kayıplarını yansıtan bir bitiş sunar. Kitap, serinin bir kapanışı gibi dursa da, bazı açık uçlar bırakarak okuyucuda merak uyandırır.
Sokak Nöbetçileri 4, Aslı Arslan’ın akıcı ve duygu yüklü anlatımıyla yazılmış bir roman. Helin’in kimlik arayışı ve çetenin aile bağı, hikayenin temelini oluşturur. Aksiyon sahneleri temposunu korurken, karakterlerin iç dünyalarına yapılan yolculuklar derinlik katar. Bazı yerlerde olayların hızlı çözülmesi ve yan hikayelerin yeterince işlenmemesi hissedilse de, genel olarak sürükleyiciliğini kaybetmez. Genç okurlar için hem heyecan verici hem de duygusal bir deneyim sunan bu kitap, serinin hayranlarını tatmin edecek bir kapanışa sahip.