
Jack London’ın yarı otobiyografik romanı “Martin Eden”, bir denizcinin aşk, toplumsal yükselme ve entelektüel arayışının acımasız bir portresini çizer. Martin Eden, işçi sınıfından gelen, kaba saba bir denizcidir. Bir gün, burjuva ailesinin oğlu Arthur Morse’u bir kavgadan kurtarır ve bu sayede Morse ailesiyle tanışır. Ailenin kızı Ruth’a aşık olan Martin, onun dünyasına girebilmek için kendini eğitmeye ve yazar olmaya karar verir.
Martin, büyük bir azimle çalışarak okur, yazar ve felsefe öğrenir. Ancak, burjuva dünyasına girdikçe, sınıf farklılıklarının acımasızlığını deneyimler. Onun işçi sınıfından gelmesi, entelektüel başarılarına rağmen, onu dışlanmış hissettirir. Martin, hem burjuva hem de işçi sınıfına yabancılaşır. Entelektüel yalnızlığı, onu daha da izole eder.
Yazar olarak ün kazandığında, bu ünün yüzeyselliğini ve insanların ikiyüzlülüğünü fark eder. Aşkı da hayal kırıklığına dönüşür. Ruth’un ona olan ilgisinin, onun ününe ve parasına bağlı olduğunu fark eder. Burjuva toplumunun ikiyüzlülüğü ve samimiyetsizliği, onu derinden yaralar.
Martin, hayatın anlamsızlığına inanır ve sonunda intihar eder. Roman, sınıf farklılıkları, bireycilik, yalnızlık, aşkın idealleştirilmesi ve hayal kırıklığı, sanatın ve ünün anlamı, nihilizm ve intihar gibi evrensel temaları ele alır. “Martin Eden”, insanın kendini aşma çabasının ve toplumsal engellerin acımasız bir tasviridir.
Denizci Martin Eden, bir gün burjuva ailesinin oğlu Arthur Morse’u bir kavgadan kurtarır ve bu sayede Morse ailesiyle tanışır. Ailenin kızı Ruth’a aşık olan Martin, onun dünyasına girebilmek için kendini eğitmeye ve yazar olmaya karar verir. Bu süreçte, Martin büyük bir azimle çalışarak okur, yazar ve felsefe öğrenir. Ancak, burjuva dünyasına girdikçe, sınıf farklılıklarının acımasızlığını deneyimler. Onun işçi sınıfından gelmesi, entelektüel başarılarına rağmen, onu dışlanmış hissettirir. Martin, hem burjuva hem de işçi sınıfına yabancılaşır. Entelektüel yalnızlığı, onu daha da izole eder.
Yazar olarak ün kazandığında, bu ünün yüzeyselliğini ve insanların ikiyüzlülüğünü fark eder. Aşkı da hayal kırıklığına dönüşür. Ruth’un ona olan ilgisinin, onun ününe ve parasına bağlı olduğunu fark eder. Burjuva toplumunun ikiyüzlülüğü ve samimiyetsizliği, onu derinden yaralar. Martin, hayatın anlamsızlığına inanır ve sonunda intihar eder. Roman, sınıf farklılıkları, bireycilik, yalnızlık, aşkın idealleştirilmesi ve hayal kırıklığı, sanatın ve ünün anlamı, nihilizm ve intihar gibi evrensel temaları ele alır. “Martin Eden”, insanın kendini aşma çabasının ve toplumsal engellerin acımasız bir tasviridir.