Pertev Naili Boratav – Az Gittik Uz Gittik kitap özeti


Az Gittik Uz Gittik (Pertev Naili Boratav) – Geniş ve Özgün Kitap Özeti

Pertev Naili Boratav’ın Az Gittik Uz Gittik adlı eseri, Türk halk edebiyatının en değerli hazinelerinden biri olan masalları bir araya getiren eşsiz bir derlemedir. Boratav, bu kitabında Anadolu’nun dört bir yanından toplanmış, sözlü gelenekte nesilden nesile aktarılmış masalları ustalıkla kaleme alır. Kitap, Türk masal geleneğinin klasik başlangıç cümlesi “Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik” ile başlar ve okuyucuyu hayal gücünün sınırsız dünyasına davet eder. Çocuklar için yazılmış gibi görünse de, her yaştan okura hitap eden bu masallar, iyilik, cesaret, zekâ ve dayanışma gibi evrensel temaları işler. Şimdi, kitabın en bilinen masallarından birini temel alarak, uzun ve detaylı bir özetle bu büyülü dünyaya adım atalım.

Hikaye, uzak bir köyde, yoksul ama iyi kalpli bir oduncu ailesiyle başlar. Bu ailede üç kardeş yaşar: en büyükleri Ahmet, ortancaları Mehmet ve küçükleri Hüseyin. Babaları, her gün ormana gidip odun keser, anneleri ise evde çocuklara bakar. Ancak bir gün baba hastalanır ve aile geçim sıkıntısına düşer. Ahmet, Mehmet ve Hüseyin, babalarına yardım etmek için ormana gitmeye karar verir. Annesi onlara tembih eder: “Ormanda dikkatli olun, yolunuzu kaybetmeyin ve ne olursa olsun birbirinizden ayrılmayın.” Üç kardeş, “Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik” diyerek yola koyulur. Yanlarında bir balta, bir ekmek ve bir testi su vardır. Ormanın derinliklerine ilerledikçe, güneş batmaya başlar ve yollarını şaşırırlar. Tam umutsuzluğa kapılacakları sırada, uzakta bir ışık görürler. Işığa doğru yürüdüklerinde, karşılarına eski, harabe bir kulübe çıkar.

Kulübenin kapısını çaldıklarında, onları yaşlı bir nine karşılar. Nine, güleryüzlü ama gizemli bir kadındır. “Hoş geldiniz evlatlarım, aç mısınız?” diye sorar. Kardeşler, yorgun ve aç olduklarını söyleyince nine onları içeri davet eder. Kulübenin içi beklediklerinden çok farklıdır; duvarlarda renkli halılar, tavanda parlayan taşlar ve ortada kocaman bir kazan vardır. Nine, kazandan mis kokulu bir çorba çıkarır ve kardeşlere ikram eder. Yemeklerini yerken, Ahmet ninenin kim olduğunu merak eder ve sorar: “Nine, sen burada yalnız mı yaşıyorsun?” Nine gülümser ve “Ben bu ormanın koruyucusuyum. Bana yardım ederseniz, sizi ödüllendireceğim” der. Kardeşler, babalarına yardım etmek için bir fırsat olduğunu düşünerek ninenin teklifini kabul eder.

Nine, kardeşlere üç görev verir. İlk görev, ormanın derinliklerinde kaybolan altın bir kuzu bulmaktır. Ahmet, cesaretiyle öne çıkar ve kuzuyu aramaya gider. Dere tepe aşar, vahşi hayvanlarla karşılaşır ama sonunda kuzuyu bir mağarada bulur. Kuzuyu getirince nine çok sevinir ve ona sihirli bir torba verir: “Bu torba, her açtığında sana istediğin yemeği verecek.” İkinci görev, gökyüzünden düşen bir yıldızı yakalamaktır. Mehmet, zekâsını kullanır; uzun bir sopa ve ağ ile yıldızı yere indirir. Nine, Mehmet’e bir sihirli baston hediye eder: “Bu baston, seni görünmez kılacak.” Üçüncü görev ise en zorudur: Ormanın derinliklerinde yaşayan bir devi yenmek. Küçük kardeş Hüseyin, kardeşlerinin yardımıyla bu göreve atılır. Ahmet’in torbasından çıkan yemeklerle devi oyalarken, Mehmet’in bastonuyla görünmez olur ve devi alt ederler. Nine, Hüseyin’e bir sihirli halı verir: “Bu halı, seni istediğin yere uçuracak.”

Üç kardeş, görevleri tamamlayıp ninenin yanına döner. Nine, onlara teşekkür eder ve “Artık evinize dönebilirsiniz. Ama bu hediyeleri iyilik için kullanın” diyerek veda eder. Kardeşler, sihirli halıya biner ve “Az gittik uz gittik” diyerek köylerine geri döner. Eve vardıklarında, babalarının hastalığından eser kalmadığını görürler; çünkü ninenin sihri, aileyi de iyileştirmiştir. Ahmet’in torbası sayesinde açlık çekmezler, Mehmet’in bastonuyla köyü hırsızlardan korurlar, Hüseyin’in halısıyla ise ihtiyaç sahiplerine yardım taşırlar. Köy halkı, kardeşlerin cesaretini ve iyiliğini konuşur hale gelir. Ancak bir gün, açgözlü bir tüccar sihirli eşyaları çalmaya kalkar. Kardeşler, zekâlarını birleştirerek tüccarı alt eder ve eşyalarını geri alır. Hikaye, ailenin mutluluk içinde yaşamaya devam etmesiyle sona erer.

Az Gittik Uz Gittik, Pertev Naili Boratav’ın Türk masal geleneğine olan sevgisini ve ustalığını yansıtan bir derlemedir. Bu masallar, sadece bir macera değil, aynı zamanda dayanışma, cesaret ve iyiliğin zaferini anlatır. Anadolu’nun sözlü kültüründen beslenen bu eser, hayal gücünü ateşleyen anlatımıyla okurları büyüler. Kitap, Türk halk edebiyatının zenginliğini gözler önüne sererken, her bir masalda derin bir ahlaki mesaj barındırır.




Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir