Adam Fawer – Olasılıksız Kitap Özeti

Adam Fawer’ın Olasılıksız (Improbable) adlı romanı, 2005 yılında yayımlanmış, bilim kurgu, gerilim ve felsefi unsurları ustalıkla harmanlayan bir başyapıttır. Kitap, olasılık teorileri, insan zihninin sınırları ve kaderin kontrol edilebilirliği gibi derin konuları işlerken, okuyucuyu soluksuz bir maceraya sürüklüyor. Aşağıda, kitabın uzun, detaylı ve özgün bir özetini sunulmuştur.


Özet

Hikaye, David Caine adlı eski bir istatistik profesörü ve olasılık uzmanı etrafında döner. David, New York’ta yaşayan, zeki ama kusurlu bir adamdır. Hayatını olasılık teorilerine adamış, ancak bu tutkusunu kumar masalarına taşımış bir karakterdir. Epilepsi hastalığıyla mücadele eden David, nöbetlerinin şiddeti nedeniyle akademik kariyerini bırakmak zorunda kalmıştır. İşsiz ve parasız kalan David, yeteneklerini kullanarak kumarhanelerde kazanmaya çalışır. Matematiksel zekâsı ve olasılık hesaplamalarıyla bir süre başarılı olur, ancak bir gün büyük bir kumar oyununda tüm servetini riske atar. Kazanma olasılığı %99,9 gibi görünse de, o %0,1’lik “olasılıksız” ihtimal gerçekleşir: David kaybeder ve Rus mafyasına binlerce dolar borçlanır.

David’in hayatı bu noktada çöküşe geçer. Epilepsi nöbetleri sıklaşır ve bir nöbet sırasında kumarhanede bayılır. Hastanede gözünü açtığında, doktorlar ona iki seçenek sunar: Ya bitkisel hayatta kalacak kadar ağır ilaçlarla yaşamına devam edecek ya da deneysel bir tedaviyi kabul edecektir. Çaresiz kalan David, ikinci seçeneği tercih eder. Bu tedavi, beyin kimyasını değiştirmeyi amaçlayan bir ilaç olan “Rylex” ile gerçekleştirilir. Ancak bu karar, David’in hayatını tamamen dönüştürür.

Tedaviden sonra David, inanılmaz bir yetenek kazanır: Geleceği saniyeler, dakikalar hatta saatler öncesinden görmeye başlar. Bu yetenek, olasılıkları hesaplama becerisinin ötesine geçer; adeta Pierre-Simon Laplace’ın teorik “Laplace’ın Şeytanı” gibi, evrendeki her değişkeni analiz ederek geleceği öngörebilir hale gelir. Ancak bu güç, beraberinde büyük tehlikeler getirir. David’in peşine, bu yeteneği kendi çıkarları için kullanmak isteyenler düşer: Rus mafyası borcunu tahsil etmek isterken, CIA ve gizli bir bilimsel organizasyon da David’i bir silah olarak kullanmayı planlar.

David’in ikiz kardeşi Jasper da hikayede önemli bir rol oynar. Jasper, şizofreni hastasıdır ve bir akıl hastanesinde tutulmaktadır. David, yeteneğinin kaynağını anlamak için Jasper’ı ziyaret eder. Jasper, David’e çocukluklarında yaşadıkları bir deneyden bahseder; bu deney, ikizlerin zihinlerini birbirine bağlamış ve David’in yeteneğinin temelini oluşturmuş olabilir. Jasper’ın kaotik ama anlamlı sözleri, David’in kendi aklıyla yüzleşmesine neden olur.

Bu arada, David’in hayatına Nava Vaner adında bir kadın girer. Nava, eski bir Mossad ajanıdır ve David’i kurtarmak için onunla iş birliği yapar. Nava’nın soğukkanlılığı, zekâsı ve savaş yetenekleri, David’in hayatta kalmasında kilit rol oynar. Öte yandan, David’in peşindeki düşmanlar arasında Dr. Samuel Tversky adlı bir bilim insanı öne çıkar. Tversky, David’in yeteneğini insanlık tarihini değiştirecek bir araç olarak görür ve onu ele geçirmek için her şeyi yapmaya hazırdır. Tversky’nin ekibinde, acımasız bir CIA ajanı olan Allison Forsythe da vardır.

Roman, David’in bu kaotik dünyada hayatta kalmaya çalışırken birbiriyle kesişen hikayelerle ilerler. David, geleceği görme yeteneği sayesinde defalarca ölümden kurtulur. Örneğin, bir sahnede mafyanın onu vuracağı anı önceden görür ve kaçış yolunu hesaplar. Başka bir sahnede, Tversky’nin kurduğu bir tuzaktan Nava’nın yardımıyla kurtulur. Ancak her öngörü, David’in zihnini daha fazla zorlar ve epilepsi nöbetleri geri dönmeye başlar. Yeteneği, hem bir lütuf hem de bir lanet haline gelir.

Hikayenin doruk noktasında, David, Jasper ve Nava, Tversky’nin merkezine sızar. Tversky, David’in yeteneğini kullanarak dünyadaki tüm olasılıkları kontrol etmeyi planlamaktadır. Ancak David, bu planı bozmak için geleceği görür ve bir bomba yerleştirir. Kaçış sırasında Tversky ile yüzleşir; Tversky, David’in eski bir arkadaşı olan “Doc” olduğunu itiraf eder. Doc, David’in yeteneğini yıllarca gizlice incelemiş ve bu gücü elde etmek için ona ihanet etmiştir. Çatışma sırasında Nava, korumaları etkisiz hale getirir ve üçlü, yaralı bir şekilde binadan kaçar.

Son sahnede, David’in önceden ayarladığı bir plan devreye girer. Gelecekte bu anı görmüş ve Rus mafyasının doktorlarından yardım istemiştir. Tam zamanında gelen doktorlar, David, Jasper ve Nava’yı kurtarır. David, yeteneğinin sınırlarını kabul eder ve hayatını yeniden inşa etmeye karar verir. Roman, “Olasılıksız olan, imkânsız değildir,” mesajıyla sona erer.


Karakterler ve Detaylar

  • David Caine: Ana karakter, zeki ama zayıflıkları olan bir adam. Kumar bağımlılığı ve epilepsiyle mücadele ederken, geleceği görme yeteneğiyle bambaşka birine dönüşür. İçsel çatışmaları, hikayenin duygusal omurgasını oluşturur.
  • Jasper Caine: David’in şizofren ikizi. Kaotik zihni, David’in yeteneğinin kökenine dair ipuçları sunar. Kardeşlik bağı, hikayeye derinlik katar.
  • Nava Vaner: Güçlü, kararlı ve sadık bir kadın. David’e hem fiziksel hem de duygusal destek sağlar. Passın ama etkileyici bir karakterdir.
  • Dr. Samuel Tversky (Doc): David’in eski dostu ve en büyük düşmanı. Bilimsel hırsları, onu karanlık bir figüre dönüştürür.
  • Allison Forsythe: Soğuk ve acımasız bir CIA ajanı. David’i bir tehdit olarak görür ve yok etmeye çalışır.
  • Rus Mafyası (Nikolaev): David’in borçlu olduğu tehlikeli grup. Hikayeye gerilim katar.

Temalar ve Özgün Yorum

Olasılıksız, şans, kader ve özgür irade kavramlarını sorgular. David’in yeteneği, evrenin deterministik (belirlenmiş) mi yoksa kaotik mi olduğu sorusunu gündeme getirir. Laplace’ın Şeytanı teorisine dayanan kurgu, “Eğer her şeyi hesaplayabilirsek, geleceği kontrol edebilir miyiz?” diye sorar. Fawer, bu soruya kesin bir cevap vermez; David’in zaferleri ve yenilgileri, olasılıkların hem güç hem de sınır olduğunu gösterir.

Kitap, bilimsel detaylarla dolu olsa da (kuantum fiziği, istatistik, termodinamik), bunları aksiyonla dengeler. David’in her hamlesi, bir satranç oyunu gibi planlıdır; okuyucu, onun zihninde gezinirken hem hayranlık duyar hem de gerilir. Nava’nın varlığı, hikayeye insani bir dokunuş katar; onunla David arasındaki güven bağı, soğuk bilimsel dünyanın içinde bir sıcaklık yaratır.

Romanın özgünlüğü, sıradan bir gerilim hikayesinden çok daha fazlasını sunmasında yatar. Deja vu, sezgi ve tesadüf gibi günlük hayatta hepimizin deneyimlediği olayları bilimsel bir çerçevede ele alır. David’in dönüşümü, aynı zamanda bir kefaret yolculuğudur; kumarla mahvettiği hayatını, yeteneğiyle kurtarmaya çalışır.


Sonuç ve Değerlendirme

Olasılıksız, nefes kesici bir tempo, karmaşık karakterler ve zekice kurgulanmış bir olay örgüsüyle öne çıkar. Fawer, matematik ve fiziği, herkesin anlayabileceği bir dille anlatırken, okuyucuyu “Ya ben de geleceği görebilseydim?” diye hayal kurmaya iter. Kitabın sonu, hem tatmin edici hem de düşündürücüdür; David’in zaferi, tamamen kontrolün mümkün olmadığını, ama olasılıkların içinde bir umut barındırdığını hissettirir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir