Maral Atmaca’nın Saka ve Sanrı Cilt 1 adlı kitabının çok geniş ve detaylı bir özeti aşağıda bulunmaktadır. Analiz yapmadan, sadece olay örgüsü ve detayları mümkün olduğunca kapsamlı bir şekilde aktarılmıştır. Kitap, 576 sayfalık ciltli bir baskıya sahip ve Ephesus Yayınları tarafından 24 Ocak 2025’te yayımlanmıltır.
Saka ve Sanrı Cilt 1 – Çok Geniş Özet
Hikaye, modern Türkiye’de, İstanbul’un karmaşık ve kalabalık sokaklarında başlar. Ana karakter Bige Saka, 27 yaşında, hayat dolu, enerjik ve idealist bir genç kadındır. Bige, bir reklam ajansında kreatif direktör yardımcısı olarak çalışır ve işinde oldukça başarılıdır. Hayatı, renkli arkadaş çevresi, ailesiyle sıcak ilişkileri ve uzun süredir hayal ettiği bir düğünle taçlanacak bir aşkla doludur. Bige’nin nişanlısı Mert Kaplan, yakışıklı, karizmatik ve güvenilir bir adam gibi görünür. Mert, bir finans danışmanıdır ve Bige’ye ilk görüşte aşık olduğunu söyleyerek onu etkilemiştir. İkili, iki yıllık bir ilişkinin ardından evlenmeye karar verir.
Düğün Günü ve Şok Edici Gerçek
Kitap, Bige’nin düğün günüyle açılır. Sabahın erken saatlerinde, Bige’nin evi telaş içindedir. Annesi Ayşe, ablası Deniz ve en yakın arkadaşı Pelin, Bige’yi hazırlamak için koşturur. Bige, beyaz gelinliği içinde aynaya bakarken, hayatının en mutlu gününü yaşadığını düşünür. Düğün, İstanbul’un Boğaz’a nazır lüks bir mekanında gerçekleşecektir. Davetliler gelir, müzik çalar, herkes neşe içindedir. Mert, smokiniyle salona girer ve Bige’ye gülümseyerek elini uzatır. Nikah memuru gelip evlilik cüzdanını masaya koyduğunda, her şey yolunda gibi görünür.
Ancak nikah kıyıldıktan hemen sonra, Bige evlilik cüzdanını eline alır ve bir şeylerin yanlış olduğunu fark eder. Cüzdanda Mert Kaplan’ın adı yerine “Karun Kalender” yazmaktadır. Bige, şaşkınlıkla Mert’e döner ve “Bu ne demek?” diye sorar. Mert, önce şaka yaptığını söyler, ama Bige’nin ısrarı üzerine paniklemeye başlar. Kalabalık arasında bir kargaşa çıkar; Bige’nin ailesi ve arkadaşları da şaşkındır. Mert, apar topar salondan kaçar ve Bige’yi ortada bırakır. Bige, gelinliğiyle yere çöker, gözyaşları içinde cüzdanı tekrar tekrar okur: Karun Kalender. Bu isim ona tamamen yabancıdır.
Mert’in Dolandırıcılığı Ortaya Çıkıyor
Bige, düğünden sonraki saatlerde durumu anlamaya çalışır. Ablası Deniz ve arkadaşı Pelin, onu sakinleştirmeye çalışırken, Mert’in telefonunun kapalı olduğunu fark ederler. Bige’nin babası Hakan, hemen polise haber verir. Birkaç saat içinde, polis Mert Kaplan’ın aslında bir sahtekar olduğunu ortaya çıkarır. Mert, gerçek kimliğini gizlemiş, başka birinin adını, soyadını ve kimlik bilgilerini kullanarak Bige ile evlenmiştir. Üstelik bu, Mert’in ilk dolandırıcılığı değildir; daha önce de birçok kişiyi kandırdığı ve yüklü miktarda para çaldığı öğrenilir. Polis, Mert’in izini sürmeye başlar, ama o çoktan ortadan kaybolmuştur.
Bige, bu gerçekle yüzleştiğinde hem kalbi kırılır hem de öfkelenir. Mert’e duyduğu aşk, yerini derin bir ihanete bırakır. Ancak asıl sorun, evlilik cüzdanındaki “Karun Kalender” adlı kişidir. Bige, bu adamı bulup boşanmak zorundadır, yoksa yasal olarak tanımadığı biriyle evli kalacaktır. Ailesi ve arkadaşları, ona destek olurken, Bige bu gizemi çözmeye karar verir. İlk soru şudur: Karun Kalender kimdir ve bu evlilikten haberi var mıdır?
Karun Kalender’in Peşinde
Bige, Karun’u bulmak için araştırmalara başlar. Önce Mert’in evine gider, ama ev boştur; Mert eşyalarını toplayıp kaçmıştır. Bige, Mert’in odasında bulduğu bir notta “Sanrı” kelimesini görür. Bu kelime, ona bir ipucu gibi gelir, ama ne anlama geldiğini çözemez. Polis, Karun Kalender’in kimlik bilgilerini Bige’ye verir: 32 yaşında, İstanbul’da yaşayan, sabıkası olmayan bir adam. Ancak adresi eski bir apartmana çıkar ve kimse Karun’u tanımamaktadır. Bige, çaresizce internette araştırma yapar ve Karun’un bir sosyal medya hesabı bulur. Profil resmi karanlık bir siluettir ve “Sanrı” lakabı dikkat çeker.
Bige, Pelin’le birlikte Karun’u bulmak için İstanbul’un farklı yerlerini dolaşır. Bir gün, tesadüfen bir barda “Sanrı” lakaplı bir adamın düzenli olarak geldiğini öğrenir. Bige, bara gider ve Karun’u ilk kez görür. Karun Kalender, uzun boylu, esmer, sert bakışlı ve gizemli bir aura taşıyan bir adamdır. Siyah deri ceketi ve kolundaki dövmeler, ona tehlikeli bir hava katar. Bige, cesaretini toplayıp Karun’a yaklaşır ve “Ben Bige Saka, seninle evliyim” der. Karun, şaşkınlıkla Bige’ye bakar ve “Ne saçmalıyorsun?” diye cevap verir. Bige, evlilik cüzdanını gösterince, Karun’un yüzü değişir. O da bu evlilikten habersizdir.
Karun’un Hikayesi
Karun, Bige’ye hikayesini anlatır. Aslen Diyarbakır’lıdır, ama yıllardır İstanbul’da yaşar. Bir motosiklet tamircisi olarak çalışır ve sakin bir hayat sürer. Ancak geçmişte, kimlik bilgilerinin çalındığını fark etmiştir. Birkaç yıl önce, bankadan gelen bir borç bildirimiyle kimlik hırsızlığına uğradığını öğrenmiş, ama olayı çözememiştir. Karun, Mert’i tanımadığını söyler ve bu evliliğin ikisine de kurulan bir tuzak olduğunu düşünür. Bige, Karun’un samimiyetine inanır ve ikili, bu karmaşayı çözmek için birlikte hareket etmeye karar verir.
Karun ve Bige, Mert’in izini sürmek için bir dedektif gibi çalışır. Karun, sokak bilgisini ve bağlantılarını kullanırken, Bige zeki fikirleriyle ipuçlarını birleştirir. İlk olarak, Mert’in eski iş yerini bulurlar. Orada, Mert’in bir dolandırıcılık çetesiyle çalıştığını öğrenirler. Çete, sahte kimliklerle evlilikler düzenleyip, bu evlilikler üzerinden maddi çıkar sağlar. Bige ve Karun, çetenin lideri olan “Karga” lakaplı bir adamı bulmaya karar verir.
Karga ile Yüzleşme
Bige ve Karun, Karga’yı İstanbul’un varoş bir mahallesinde bulur. Karga, iri yarı, tehditkâr bir adamdır ve çetenin beynidir. Karun, Karga’yı sıkıştırır ve Mert’in yerini sorar. Karga, önce direnir, ama Karun’un sert tavrı karşısında pes eder. Mert’in Bodrum’a kaçtığını söyler. Bige ve Karun, hemen Bodrum’a gitmek için yola çıkar. Yolculuk sırasında, ikili arasında farklı bir bağ gelişir. Karun, Bige’ye çocukluğundan bahseder; babasını erken yaşta kaybettiğini ve annesiyle zor bir hayat yaşadığını anlatır. Bige ise Karun’a, Mert’e nasıl kandığını ve bu ihanetin onu nasıl yıktığını paylaşır. Bu samimi anlar, ikilinin birbirine güvenmesini sağlar.
Bodrum’da, Mert’i bir gece kulübünde bulurlar. Bige, Mert’e öfkeyle yaklaşır ve “Bunu bana nasıl yaptın?” diye bağırır. Mert, soğukkanlılıkla “Sadece iş” der ve kaçar. Karun, Mert’i yakalar ve bir odaya kapatır. Mert, her şeyi itiraf eder: Karga’nın emriyle Bige’yi kandırmış, Karun’un kimliğini kullanarak sahte bir evlilik düzenlemiştir. Amaç, Bige’nin ailesinden yüklü bir fidye almaktır. Ancak plan, Mert’in kaçmasıyla yarım kalmıştır. Karun, Mert’i polise teslim eder ve Bige, nihayet gerçeği öğrenir.
Boşanma Süreci ve Yeni Bir Başlangıç
Mert’in yakalanmasıyla, Bige ve Karun’un evliliği mahkemede iptal edilir. Mahkeme günü, Bige ve Karun yan yana oturur. Hakim, evliliğin sahte olduğunu onaylar ve ikisini resmi olarak ayırır. Bige, özgürlüğüne kavuştuğunu hisseder, ama Karun’a veda etmek ona garip gelir. Karun, Bige’ye “Belki de kader bizi böyle birleştirdi” der ve gülümser. Bige, bu sözü unutamaz.
Kitabın son sahnesinde, Bige işine geri döner ve hayatını yeniden kurmaya başlar. Bir akşam, motosikletiyle Karun’un tamirhanesine uğrar. Karun, ona bir kahve ikram eder ve “Sanrı dedikleri benim, ama seninle geçirdiğim günler gerçekti” der. Bige, gülümseyerek kahvesini içer ve hikaye, ikilinin arasında filizlenen belirsiz ama umut dolu bir bağla sona erer. Mert’in davası devam ederken, Bige ve Karun’un yollarının tekrar kesişeceği hissi okuyucuda kalır.
Genişletilmiş Detaylar
- Bige’nin Ailesi: Annesi Ayşe, duygusal ve korumacı bir kadındır. Babası Hakan, eski bir öğretmen olup, kızının bu süreçte hep yanındadır. Ablası Deniz, sert mizaçlı ama Bige’ye çok bağlıdır.
- Karun’un Hayatı: Karun’un tamirhanesi, eski bir garajda yer alır. Motosikletlere olan tutkusu, onu hayata bağlar. Arkadaşı Baran, ona bu süreçte destek olur.
- Mert’in Planı: Mert, Bige’yi ailesinin maddi durumunu bildiği için seçmiştir. Çete, Bige’nin babasından para sızdırmayı planlamış, ama Mert’in kaçması bu planı bozmuştur.
- Yolculuk: Bige ve Karun’un Bodrum’a giderkenki yolculuğu, bir arabayla yapılır. Yolda durup denize bakarlar ve bu an, ikilinin birbirine ısınmasını sağlar.