
Aslı Arslan’ın Sokak Nöbetçileri 3 adlı kitabı, 2023 yılında İndigo Kitap tarafından yayımlanan, 624 sayfalık bir gençlik romanıdır. Serinin üçüncü cildi olan bu eser, Wattpad kökenli bir hikayeden doğmuş ve geniş bir okur kitlesince takip edilerek basılı hale gelmiştir. Roman, Helin Aktan ve Sokak Nöbetçileri çetesinin maceralarını sürdürürken, geçmişin sırlarının açığa çıkması, dostluk ile düşmanlık arasındaki ince çizgi ve karakterlerin içsel dönüşümleri üzerine yoğunlaşır. Aksiyon, duygusallık ve gerilim dolu bir kurguyla, çetenin hem birbirleriyle hem de dış dünyayla olan mücadelesini anlatır.
Hikaye, Helin Aktan’ın Koza adlı gizemli oluşumdan kaçarak Sokak Nöbetçileri ile bir aile kurma çabasını sürdürdüğü noktada başlar. İlk iki kitapta çeteye sızan bir ajan olarak giren Helin, artık bu grubun ayrılmaz bir parçasıdır. Çete, liderleri Yankı önderliğinde sokaklarda adaleti sağlamaya devam ederken, Koza ile aralarındaki çekişme giderek şiddetlenir. Helin, bir yanda çeteye olan sadakati, diğer yanda Koza’nın ona dayattığı geçmişle mücadele eder. Romanın başında, Helin’in iç sesi belirgin bir şekilde duyulur: çocukluğunda yaşadığı travmalar ve ailesinden kopuşu, onun neden bu kadar kırılgan ama aynı zamanda güçlü olduğunu açıklar. Koza, Helin’in biyolojik ailesiyle bağlantılıdır ve bu gerçek, Helin’i derinden sarsar.
Sokak Nöbetçileri, Yankı, Mutlu, Bartu, Lal, Işık ve Nadir’den oluşan altı kişilik çekirdek ekibiyle birlikte Helin’i de kapsayan yedi kişilik bir aileye dönüşmüştür. Yankı, turkuaz gözleri ve kararlı duruşuyla ekibin beyni ve lideridir; Helin’e karşı hissettiği sevgi, bu kitapta daha derin bir boyut kazanır. Mutlu, neşesiyle ekibi ayakta tutarken, Bartu gücünü ve Lal’e olan sessiz bağlılığını ortaya koyar. Lal, bağımsız ve sessiz yapısıyla dikkat çekerken, Işık soğuk duruşunun ardındaki yaralarıyla gizemini korur. Nadir ise ekibin en küçük üyesi olarak masumiyetin simgesidir. Her karakterin geçmişi, bu kitapta daha fazla açığa çıkar. Örneğin, Lal’in çocukluğunda yaşadığı terk edilme korkusu, onun neden bu kadar mesafeli olduğunu anlamamızı sağlar; Işık ise ailesinden gördüğü ihmalin izlerini taşır.
Romanın ana çatışması, Koza ile Sokak Nöbetçileri arasındaki güç mücadelesidir. Koza, çeteyi tamamen yok etmek için yeni bir plan devreye sokar ve bu plan, Helin’i bir kez daha teste tabi tutar. Helin’in Koza’dan gelen bir mesajla sarsıldığı bir sahne, hikayenin dönüm noktalarından biridir: mesajda, Helin’in ailesinin hâlâ hayatta olduğu ima edilir, ama bu bilgi bir tuzak olabilir. Helin, bu gerçeği çeteden gizler ve kendi başına araştırmaya başlar. Bu süreçte, Yankı ile arasında bir mesafe oluşur çünkü Yankı, Helin’in bir şey sakladığını hisseder. Bir sahnede, Yankı Helin’e “Bana güvenmiyorsan, biz kimiz ki?” diye sorar; bu soru, Helin’in içindeki çatışmayı daha da büyütür.
Çetenin sokaklardaki maceraları, bu kitapta da devam eder. Bir operasyonda, sokak çocuklarını kurtarmak için Koza’nın adamlarıyla karşı karşıya gelirler. Bu çatışmada Nadir yaralanır ve Helin, onu kurtarmak için hayatını riske atar. Nadir’in “Helin abla, beni bırakma” diye yalvardığı an, Helin’in çetedeki yerini sorgulamaktan vazgeçip tamamen onlara ait olduğunu fark ettiği bir kırılma noktasıdır. Bu olay, çetenin Helin’e yeniden güvenmesini sağlar. Ancak Koza, pes etmez ve çetenin gizli sığınağına bir baskın düzenler. Bu baskında, Bartu’nun Koza’nın bir ajanı tarafından ağır yaralandığı bir sahne yaşanır. Bartu’nun hayatta kalma mücadelesi, ekibin birbirine daha sıkı sarılmasına neden olur.
Romanın sonlarına doğru, Helin Koza ile yüzleşmek için bir plana öncülük eder. Çete, Koza’nın merkezine sızar ve burada Helin’in ailesiyle ilgili gerçek ortaya çıkar: ailesi, Koza tarafından yıllarca rehin tutulmuştur. Helin, annesini kurtarmayı başarır, ama bu kurtuluş bir bedel gerektirir. Yankı, Helin’i korumak için kendini feda eder ve Koza’nın lideriyle girdiği mücadelede ağır bir yara alır. Helin’in Yankı’yı kollarında tuttuğu sahne, duygusal bir zirve oluşturur: “Beni bırakma, sensiz bu aile eksik kalır” diye fısıldar Helin. Yankı, hayatta kalmayı başarır, ama bu olay çetenin dinamiğini değiştirir.
Kitap, Helin ve çetenin bir sığınakta toplandığı bir sahneyle biter. Yankı iyileşme sürecindeyken, Helin annesiyle yeniden bağ kurmaya çalışır. Ancak Koza’nın hâlâ varlığını sürdürdüğü ve yeni bir tehditle geri dönebileceği hissi, hikayeyi açık uçlu bırakır. Son sahnede, Helin’in iç sesi tekrar duyulur: “Biz yedi kişiydik, çocukluklarımız yaralıydı, ama birbirimize tutunarak büyüdük.” Bu sözler, çetenin bir aile olarak kalma kararlılığını yansıtır.
Sokak Nöbetçileri 3, Aslı Arslan’ın akıcı ve duygu yüklü üslubuyla yazılmış bir roman. Helin’in kimlik arayışı ve çetenin dayanışması, hikayenin temel taşlarını oluşturur. Karakterlerin geçmişleriyle yüzleşmeleri, romana derinlik katarken, aksiyon sahneleri temposunu yüksek tutar. Bazı yerlerde olayların hızlı gelişmesi ve yan hikayelerin yeterince açıklanmaması dikkat çekse de, genel olarak sürükleyiciliğini korur. Genç okurlar için hem heyecan verici hem de duygusal bir deneyim sunan bu kitap, serinin dördüncü cildine kapı aralar.